27 Ağustos 2014 Çarşamba

Akdeniz Bölgesindeki Akarsular Göller Ulaşımı

Akdeniz Bölgesindeki İller
   Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden, Akdeniz'e kom­şu olanı. Adını komşu olduğu denizden aldığı gibi, özel­liklerini de bu komşuluktan alır.
   Akdeniz Bölgesi genişliği 120-180 km arasında deği­şen bir şerit halinde, batıda Marmaris-Köyceğiz arasın­dan başlayarak doğuda Hatay ilimizin bitim noktası olan Basit burnu yakınına kadar uzanır. Bölge, Marma­ris'in doğusundan başlayıp, Sultan dağlarının kuzey ucuna kadar uzanan güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu bir çizgiyle Ege Bölgesi'nden ayrılır. Bu sınırın batısında kalan ve dağ kütleleri arasında yer alan ovalar, sularını Ege denizine boşaltırlar; oysa doğusunda, yani Akdeniz Bölgesi'nde kalan ovaların, genellikle, yüzeyden dışarı­ya akışları olmadığı gibi, bazılarının içinde göller de yer alır.
Akdeniz Bölgesi'nin kuzey sınırı geniş büklümlü bir yay biçimindedir ve bölgeyi İç Anadolu'dan ayırır. Bu sınır, Konya havzasının güney kenarından geçirildiği için, bütün Batı Toroslar ve Orta Toroslar, Akdeniz Böl­gesi içinde kalır.

   Bölge, kuzeydoğuda Doğu Anadolu Bölgesi'yle komşudur. Bu kesimdeki sınır çizgisinin kuzeyinde ka­lan alanlarda, Seyhan ve Ceyhan ırmaklarının başlıca kolları düzlükler içinde, az derin vadilerde akarken, Ak­deniz Bölgesi kesiminde dar boğazlara girerler. Aynı zamanda sınır çizgisinin güneyinde, yani Akdeniz Böl­gesi tarafında, yağışlar daha bol, orman örtüsü de daha gürdür.
   Doğuda bölgeyi Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden ayıran sınır, Gaziantep yaylasının batı kenarında, bu yaylayı Kahramanmaraş - Antakya çukurundan ayıran tepelik kenara dayanarak, hem iklim, hem de yüzey şe­killeri bakımından farklı iki alanı birbirinden ayırır.
   Akdeniz Bölgesi, dağların fazla yer tuttuğu bir bölge­dir. Bölgenin ana çizgilerini oluşturan engebeler, Toros dağları adı verilen sistem içinde yer alır. Bu sistem Ana­dolu'ya göre biri dış, öteki iç sırayı oluşturan iki takım halindedir. Dış sıralara giren dağ öğeleri Kıbrıs adasın­daki dağlarla ve Hatay'da Amanos dağları ve Akra dağ­larıyla ortaya çıkar. Toroslar'ın iç sıraları, Akdeniz böl­gesi içindeki Batı Toroslar ve Orta Toroslar diye iki gru­ba ayrılabilir (üçüncü bir grup da, Akdeniz Bölgesi dı­şında, Doğu Anadolu'nun ortasındaki Doğu Toros- lar'dır).
   Batı Toroslar, Antalya körfezinin iki yanında yerjalan ve kuzeydeki Göller yöresine doğru birbirinden uzak­laşarak biri batıda Teke ve Güney Menteşe yörelerine uzanan, öteki güneydoğuda İçel yöresine doğru yöne­len iki demet halindedir. Demetlerin bu doğu kanadı, kuzeyde Sultan dağları, güneyde Geyik dağı gibi sırala­ra ayrılır.
   Silifke yakınlarında denize dökülen Göksu çığırının iki yanında genişleyen Taşeli yaylası, Batı Toroslar'ı Ornos dağlarının yüksek kesimlerinde, bölgenin başka ta­raflarında görülmeyen kayın ağacına raslanır. Bölgenin alçak ovalarında görülen doğal bitki örtüsünü, yazın ku­ruyan otsu bitkiler oluşturur.
AKARSU VE GÖLLER
   Sularını Akdeniz'e gönderen havzanın sınırı, Akdeniz Bölgesi'nin coğrafi sınırlarına|uymaz.Bu bölgede suları­nı denizlere göndermeyen kapalı havzalar da vardır. Bunlardan bazıları, görünüşte kapalı havza durumunda oldukları, yani dışarıya akışsız gibi göründükleri halde, sularını yeraltı çığırlarıyla Akdeniz'e gönderirler. Göller yöresi ile Teke yöresindeki bazı kalkerli alanlar böyle- dir. Bütünüyle denize akışsız kesimlerde vardır: Beyşe­hir gölünün sularını Konya ovasının batı kesimine bo­şaltan Çarşamba suyu havzası gibi kapalı havzalar bir yana bırakılırsa, bölgenin Akdeniz'e dökülen başlıca akarsuları batıdan doğuya doğru, şöyle sıralanabilir: Dalamançayı; Kocaçay; Alakır suyu; Aksu; Köprü su­yu; Manavgat çayı; Göksu; Tarsus çayı; Seyhan ve Cey­han ırmakları; yalnızca aşağı çığırı Türkiye sınırları için­de bulunan Asi ırmağı.
   Akdeniz Bölgesi akarsularının dikkat çeken bir özel­liği de, çoğunun dağ suyu niteliğinde olmasıdır: Aşağı yukarı tümünün yatak eğimleri fazla, akışları hızlı, çakıl, çamur ve kum taşıma güçleri büyüktür. Yüksek dağlar­dan inen akarsuların kabarma mevsimi, kış aylarından çok, karların eridiği ilkbahara rastlar. Ötekilerde kış ka­barması ile yaz alçalması başlıca özelliktir. Yalnız, ki­reçli (kalkerli) yapının egemen olduğu kesimlerde akar­sular, büyük yeraltı kaynaklarından beslendikleri için, yaz aylarındaki su çekilmesi bir dereceye kadar engel­lenir. Manavgat çayı bunun en güzel örneğidir.
   Akdeniz Bölgesi'nde çok sayıda göl bulunmasına karşılık, bunların bölgeye dağılışı düzenli değildir. Başlı­ca göllere bölgenin batısında, Göller yöresinde raslanır. Bunların en önemlileri, çöküntü çukurlarının tabanında
yer alan tektonik kökenli göllerdir. Göller yöresindeki dört büyük gölden ikisi (Burdur gölü ile Acıgöl) dışarıya akışsızdır ve suları tuzludur; doğudaki Eğirdir ve Beyşe­hir göllerininse, dışarıya akışı olduğu için suları tatlıdır. Torosların yüksek kesimlerinde bazı buzul sirk gölleri­ne, bölgenin kalkerli kesimlerinde "karst" tipi göllere, bazı kıyı kesimlerinde kıyı göllerine rastlanır. Bunlardan başka, değişik bir tip olarak, İsparta yakınında küçük bir krater gölü de vardır (İsparta Gölcük'ü).
EKONOMİ
   Akdeniz Bölgesi'nin temel gelir kaynağı tarımdır. Bölge topraklarının % 24'ü ekili dikili alanlar, % 4,5'u nadas toprakları, % 21,5'u orman alanları, % 27'si çayır ve ot­laklar, % 23'ü de ürün getirmeyen topraklardan oluşur. Akdeniz Bölgesi'nin kıyı kesiminde, son yıllarda sanayi bitkileri ekimine geniş yer verildiği halde, tahıl tarımının hâlâ büyük bir önem taşıdığı görülür. Nitekim Akdeniz Bölgesi'ndeki jekili alanların % 64,5'u tahıl tarlalarıyla kaplıdır.
   Tahıl ürünleri arasında, bölgenin bütün illerinde buğ­day başta gelir; onu arpa izlere, bölgede eski bir geçmi­şi olan pirinç tarımındaysa, üretici illerin (Adana, Kahra­manmaraş, İçel, Hatay ve Antalya) üretim tutarına gö­re, sıra yıldan yıla değişikliklere uğrar. Sanayi bitkilerin­den pamuk, bölgenin başlıca gelir kaynağıdır. Bölgenin pamuk üretimi Türkiye üretiminin üçte ikisi kadardır: Başta Adana ili gelir; onu oldukça geriden Antalya, İçel ve Hatay illeri izler. Tütün, Hatay ilinde ve Göller yöre­sinin bazı kesimlerinde ekilir.
Akdeniz Bölgesi'nde meyve ve taze sebze yetiştiri­len dikili alanlar geniş yertutar. Turfandacılık, son yıllar­da ulaşım olanaklarının artmasıyla ilgili olarak gelişmiş ve alanı genişlemiştir. Meyvecilikte ilk sırayı turunçgiller alır. Türkiye'nin turunçgiller üretiminin beşte dördün­den çoğunu Akdeniz bölgesi verir. Muz ise yalnızca bu bölgemize özgü bir meyve türüdür. En yoğun yetişme alanı, doğuda Erdemli ile batıda Alara çayı arasında ka­lan kıyı kesimidir.
   Hayvancılık bakımından Akdeniz bölgesinin en ilgi çekici özelliği, keçi sayısının koyun sayısından fazla ol­masıdır.
   Bölgenin yeraltı gelir kaynakları arasında en önemli­leri Fethiye dolayında çıkarılan krom ile Seydişehir do­laylarındaki boksit yataklarıdır. Yeraltı gelir kaynakları­nın en umut verici olanı, Adana kuzeyindeki Bulgur da­ğında yakın dönemde bulunan petroldür.
   Akdeniz Bölgesi'nin en hızlı sanayileşen kesimi Çu­kurova'dır. Burası aynı zamanda Türkiye'nin de başlıca sanayi alanları arasındadır. Akdeniz Bölgesi'nin baş­lıca sanayi tesisleri arasında, Adana'daki çeşitli sanayi kollarının dışında, Mersin petrol rafinerisi (ATAŞ), İs­kenderun süperfosfat ve demir-çelik fabrikası, Antal­ya'daki ferro-krom fabrikası ve Seydişehir alüminyum tesisleri sayılabilir.
ULAŞIM
   İskenderun ve Mersin limanları Türkiye'nin dış ticare­tinde önemli yer tutan iki limandır. Bir zamanlar bölge­de en önemli ulaşım yolu olan demiryolu, önceleri Adana- Mersin arasında yapılmıştı. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Haydarpaşa-Bağdat demiryolu da Akde- niz Bölgesi'nden geçirildi ve Toprakkale - İskenderun şube hattı buna eklendi. Cumhuriyet döneminde, Fev- zipaşa-Malatya hattı ile Kahramanmaraş ve Gaziantep'e ayrılan hatlar yapıldı. 1950 yıllarından sonra hız kazanan karayolu ulaşımı, demiryollarını geri plana itti. Akdeniz Bölgesi'nde hava ulaşımı olanağı yalnızca Ada­na ve Antalya kentleri için söz konusudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder